Vücutta oluşan titreme birbirinden farklı sebeplere bağlı olarak meydana gelebilir. Kalıtsal olarak oluşan titremeler, yorgunluk, sinir ve gerginlik sebebiyle oluşan titremeler, Parkinson hastalığından dolayı oluşan titremeler, kas yorgunlukları sebebiyle oluşan titremeler, beyincikte hasar oluşumu sebebiyle meydana gelen titremeler, hormonal değişimler ve duydu geçişleri sebebiyle oluşan titremeler gibi titremelerin yanı sıra sebebi bilinmeyen titremeler de zaman zaman karşımıza çıkmaktadır. Sebebi bilinmeyen titremelerin de aslında genetik sebeplere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Üç farklı grupta incelenen titreme çeşitleri, tipi ne olursa olsun gündüz saatlerinde oluşur ve uyku halinde iken titreme olmaz. Çoğunlukla kişilerin ruhsal sıkıntıları, gerginlikleri, endişe halleri ya da düşünceli oldukları durumlarda ortaya çıkar.

İstirahat halinde oluşan titreme, titreme hastalıkları arasında en çok görülen çeşidi olarak bilinir. Vücuttaki titremeler genellikle elde ortaya çıksa da kol, bacak ve ileri durumlarda tüm vücudu kapsayan titremeler de görmek mümkündür. İstirahat halinde iken oluşan titreme, çoğunlukla ileri yaşlarda oluştuğu için yaşlılık hastalığı olarak da bilinmektedir. Genellikle Parkinson hastalığı gibi bir sebepten dolayı ortaya çıkan bu titremeler, başka hastalıklarla da doğrudan orantılı olabilmektedir.

İş yaparken oluşan titreme, yine sık rastlanan titreme vakaları arasında yer almaktadır. Genellikle kolları yukarı kaldırıldığı zaman kas yorulması ile seyrime şeklinde başlayan bu titremeler, herhangi bir farklı uğraş esnasında da ortaya çıkabilmektedir. Durur vaziyette iken bu titreme görülmez. Yapılan araştırmalar sonucunda iş yaparken ortaya çıkan titremelerin genetik özelliklere bağlı olarak ortaya çıktığı yani kalıtsal olduğu görülmüştür. Her yaş grubunda bu titreme oluşabilir, 20'li yaşlarda daha sık görülür.

Hareket halinde iken oluşan titreme, diğer iki titreme çeşidinden farklı şekilde meydana gelir. Herhangi bir kaza, kafa travma, felç geçirme veya sinir sistemini etkileyen hastalıklar ardından görülen bu titremeler genellikle yaşlı kişilerde görülse de travmalar her yaş grubunda olabileceği için bir yaş sınırlaması çizilemez.

İlaçla tedavi, Parkinson hastalığı gibi hareket bozuklukları oluşturan hastalıkları ve meydana gelen titreme sorununu ortadan kaldırmak için en çok başvurulan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Hastalık durumuna göre genellikle bu yöntem etkili olmaktadır. Sürekli devam eden titremeler için alınan ilaçların da sürekli kullanılması gerekir. Fakat böyle durumlarda faydalı olan ilaçlar, doz artımı ile yan etki göstererek ya da bağışıklık kazanıldığı için artık etki etmeyerek zararlı hale gelebilir. Böyle durumlarda doktor kontrolünde olan hastalara çoğunlukla cerrahi işlemler önerilmektedir.

Cerrahi müdahale, ilaçla tedavinin yetersiz olduğu durumlarda uygulanan bir tedavi şeklidir. İlerleyen teknoloji sayesinde eskisi kadar zor olmayan ameliyat yöntemi ile tedavi çoğunlukla olumlu sonuçlanmaktadır. Öncelikle hastanın kafa bölgesine bir çerçeve yerleştirilir ve hastanın MR görüntüleri çekilir. Buradan öğrenilen bilgiler dahilinde hastaya ait beyin haritası oluşturulur ve hasta ameliyathaneye alınır. Kafa bölgesinde açılan bir delik yardımı ile, "mikroelektrod" adı verilen bir cihaz beyine sokulur ve hareket bozukluğu oluşturan beyin hücreleri tespit edilir. Bu son teknolojik cihaz o hücreleri asla sağlam beyin hücreleri ile karıştırmamaktadır. Tespit edilen sorunlu beyin hücreleri yakılarak ya da beyin pili takılarak tedavi edilmektedir. İşlemler bitince mikroelektrod denilen mucizevi cihaz çıkarılır ve ameliyat sonlandırılır. Eğer beyin pili takmak uygun görülmüşse, hastalar bir ucu beyine yerleştirilmiş olan bu cihazı ömür boyu yanlarında taşırlar.

2 Yorum Yapılmış "Vücutta Titreme"